Kakao yağı, süt ve şekerden yapılan beyaz çikolata, insan sağlığına yararlı mı veya zararlı mı olduğu tartışılmaktadır. İçerisinde kakao bulundurmamasına rağmen çikolata tadını vermesinin nedeni içindeki kakao yağını bulundurmasındandır. Bazı uzmanlara göre yağ içerdiği için kilo yapmaya sebep olan bu çikolata, bazı uzmana göre de sit içeriği sebebiyle faydalıdır. Peki beyaz çikolatanın zararları nelerdir?
İçinde kakao olmayan fakat kakao yağı içerdiğinden çikolata tadı veren beyaz çikolata, kakaonun tozu olan çikolatalara göre daha az mineral ve vitamin içermektedir. Beyaz çikolata içinde diğer çikolatalara oranla daha fazla yağ ve süt barındırmaktadır.
Bitter çikolatanın antioksidan etkisi yüksektir bu sebeple sağlığa birçok katkısı bulunur. Fakat beyaz çikolatada bu oran sıfıra yakındır. İçinde kafeinin uyarıcısı bulunduğundan enerji vererek kan dolaşımını artırır. Yapımı çok zor olan bu çikolatanın bir miktarı diğerine geçtiği zaman ulaşmak istenen tadı yakalanmaz. Süslendirme amaçlı çok fazla tercih edilen beyaz çikolatanın birkaç tane faydasının dışında ciddi derecede zararları bulunur.
Beyaz Çikolatanın Zararları Nelerdir?
Yağ oranı çok fazla olan bu çikolatanın birkaç parçadan fazla tüketilmesi vücuda ciddi hasarlar verir. Özellikle de kötü kolesterol oranının yükselmesine sebep olan beyaz çikolata kalp rahatsızlıkları ve damar tıkanıklığı gibi ciddi sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olur. Bunun yanında içeriğindeki yağ enerjiye dönüşse bile uzun süreli olmadığından vücudun belli bölgelerinde yağ kitlelerinin oluşmasına neden olur. Buda hızlı bir şekilde kilo almaya temin hazırlar.
Uzmanlar 100 gr. bile beyaz çikolata tüketildiği zaman 600 kalori alınmasına neden olacağının altını çiziyor. Bunların yanı sıra karaciğerin yağlanmasına buradan da ciltte sivilce oluşumuna neden olacak problemlere bile zemin hazırlayan beyaz çikolata şeker hastalıkları için çok büyük tehlike arz eden tatlıdır.
Peki Beyaz Çikolata Gerçek Çikolata Mıdır?
Kakao yağından yapıldığından gerçek bir çikolata kabul edilmez. Gerçek çikolata olması için içine kakao tozu eklenmelidir. Pastane malzemelerinin olmazsa olmazı olan beyaz çikolatayı tatlandırmak için böğürtlen, muz, ahududu, vişne, Badem, Hindistan Cevizi ve limon gibi ürünler kullanılır.
...Stres, insan yaşamının normal bir parçasıdır. Stresin fazla olması başta kalp hastalığı, göğüs ağrısı, kalp çarpıntısı ve yüksek tansiyon olmak üzere çeşitli sağlık problemlerine neden olmaktadır. Stres bir hastalık değildir ancak stresin belirtileri hastalığa yakındır. Sonuçları ise bir hastalık kadar insanların sağlığını kötü etkileyebilir. Bundan dolayı stresin ihmal edilmemesi ve erkenden çözülmesi gerekir. Stres insan yaşamının kalitesini ciddi şekilde bozar. Peki, stresle nasıl baş edilir?
Stresle baş etmek için öncelikle beslenmeyi kontrol altında tutmak gerekir. Yemenin ölçüsü hiçbir zaman kaçırılmamalı, stresten kurtulmak için gıda ve alkol tüketimi arttırılmamalıdır. Sigara kullanımı azaltılmalı veya tamamen bırakılmalıdır. Sigara içerdiği uyaranlardan dolayı stresin düzeyini arttırır.
İnsanların beklenti ve taleplerine karşı, her zaman evet denilmemelidir. Gerektiği zaman hayır demeyi bilmek gerekir. Kötü etkileyen insanlardan uzaklaşılmalı, dinlenmek ve toparlanmak için zaman ayırılmalıdır. Bu durum daha iyi hissedilmesini sağlar.
Ulaşılabilir hedefler ve beklentiler ayarlanmalıdır. Her insan yaşamında hata veya yanlış yapabilir, kimse %100 başarılı olamaz. Bundan dolayı insanın kendisine hata payı bırakması gerekir. Bunun yanı sıra kontrol altında tutulabilecek ve yapılabilecek sorumluluklar alınmalıdır. Stres nedenleri azaltılmaya çalışılmalı ve gerekirse uzaklaşılmalıdır.
...SMA hastalığı, zayıflığa ve kas kaybının yaşanmasına sebep olan, nadir rastlanan bir hastalık türüdür. Bu hastalık vücuttaki çeşitli kasları tutar ve bu kasların hareket etme kabiliyetlerine etki eder. Bu yüzden görüldüğü insanların yaşam kalitesini ciddi oranda düşürür. Kişinin bacaklarında hissettiği güçsüzlük hissi, kollarında daha da belirgin bir şekilde hissedilmektedir.
SMA hastalığı yaşayan insanlardaki SMN geni, artık protein üretmeyeceğinden; motor sinir hücrelerinin yararlanamamasına bağlı olarak, kaslar yeterince görevini yapamayacak hale gelir. İnsanların bazen hareket etme, yemek yeme, nefes alma ve yürüme gibi normal gerekliliklerini bile güç bir hale getiren SMA hastalığının görüldüğü insanlarda herhangi bir işitme veya görme kaybı yaşanmamaktadır. Bu insanların zeka düzeyi normal veya normalin daha da üstündedir.
SMA hastalığının belirtileri hastalığın tipine göre değişiklik göstermektedir. Bazı belirtileri; Azalan refleksler, başı kontrol edememe, motor gelişimi eksikliğine sebep olan güçsüz kaslar, ellerde titreme, dilin seğirmesi, zayıf öksürük, kısık ses tonu, sık sık düşme, ayaktayken, otururken ve yürürken zorluk çekmek, yaşıtlarından geri kalma, yürüme yeteneğinin azalmasıdır. Türkiye’de her 6 bin doğumdan birinde rastlanan SMA hastalığına, sağlıklı ancak taşıyıcı bir durumda olan ebeveynlerin bebeklerinde görülmektedir. Taşıyıcı ebeveynlerin bebeklerinde görülme oranı %25’tir.
...Selülit genelde kalça bölümü, uyluk ve karın bölgesindeki deriyi ve derinin altındaki yağ dokusunu etkileyerek pürüzlü bir görüntü oluşturan ve girintili-çıkıntılı bir deriye sebep olan bölgesel bir metabolik bozukluktur. Pürüzlü doku, derinin altında birikmeye başlayan ve zamanla genişleyen yağ hücrelerinin cilde dik uzanan ve septa ismi verilen lifli bantların birleşmesiyle meydana gelmektedir.
Genişleyen yağ hücreleri minik minik şişkinlikler oluştururken, septa dokusunu büzüştürerek girinti çıkıntı olmasına neden olur. Böylece de pürüzlü bir görüntü meydana gelir. Tıpta ödemli fibrosklerotik pannikülopati, adipoz veya gynoia lipodistrofi ödemi gibi farklı adlarla anılmaktadır.
Selülitin neden oluştuğu kesin olarak bilinmemektedir. Ancak derinin altında meydana gelen bağ dokusu ile yağ tabasının arasındaki etkileşimin sonucu oluştuğu anlaşılmıştır. Selülitin oluşma nedenleri arasında genetik faktörler, kilo alımı, kilo kaybı, hormonal değişiklikler, hareketsiz yaşam tarzı, sigara kullanımı ve sağlıklı beslenme vardır.
Ayrıca dar kıyafetler giymek veya uzun süre oturmak da selülite neden olacak durumlar arasındadır. Ancak bazı kadınlarda, sağlıklı beslendiği ve egzersiz yaptığı halde selülit oluşabilir. Vücuttaki yağın dağılma şekli de selülitin oluşmasına neden olabilir. Çeşitli faktörler selülite neden olabileceğinden, hemen hemen her kadın hayatının bir döneminde vücudunda selülit problemi ile karşı karşıya kalabilir.
...Panik atak bir diğer adıyla panik bozukluk, ani ve düzenli olarak bir korku, endişe ya da panik hissiyatının etkisi altında kalma durumudur. Bu bozukluk tekrarlayan ve ne zaman olacağı belli olmayan panik ataklarla karakterizedir. Bundan dolayı ani şekilde başlayan ve dakikalar içerisinde en üst seviyeye ulaşan yoğun rahatsızlık ve korku hissi olarak tanımlanmıştır.
Panik atak genel olarak, çeşitli fiziksel belirtilerin bir arada yaşandığı 4 veya daha fazla panik bozuklukların oluşması olarak da ifade edilmektedir. Nefes darlığı, çarpıntı, titreme, terleme, göğüs ağrısı, soluğun kesilmesi, göğüs üzerinde baskı hissi, baş dönmesi, karın ağrısı, sersemlik, bayılacak gibi hissetme, bulantı, ölüm korkusu, uyuşma, iğne batması hissi, ateş basması, kuru ağız, kulaklarda çınlama, dehşet hissi, üşüme, ani tuvalet ihtiyacı, çıldıracak gibi hissetme ve ateş basmaları, panik atak esnasında meydana gelebilecek fiziksel belirtiler arasındadır.
Panik atak, yetişkin insanlara kıyasla çocuklarda daha yaygın şekilde görülür. Panik atakla başa çıkmak özellikle çocuklar için zor bir deneyim olmaktadır. Yüksek derece panik bozukluğu çocukların gelişimini ve öğrenmelerini olumsuz şekilde etkileyebilir. Panik atak belirtisini yaşayan çocuklar mutlaka bir doktora götürülmelidir.
Panik bozukluk her ne kadar insan hayatını riske atan bir durum olmasa da bazen çok ürkütücü bir hal alabilir ve insanın yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Panik atak belirtilerinin hemen tespit edilmesi, önleminin alınması ve uygun bir tedavinin uygulanmasıyla beraber kontrol altında tutulabilen bir hastalık olduğu unutulmamalıdır.
...Her insan parlak, pürüzsüz ve canlı bir cilde sahip olmak ister. Ancak zamanla ciltte lekeler oluşmaya başlar ve bu durum rahatsız edici seviyeye ulaşır. Kahverenginin tonlarında olan bu lekelerin giderilmesi adına çeşitli kozmetik ürünlere başvurulur. Kozmetik ürünler kısa vadeli bir çözüm gibi görülse de içerisinde yer alan kimyasal maddeler cilde daha çok zarar verebilmektedir. Cilt lekelerinden kurtulmak için bitkisel çözümlere başvurmak daha doğru olacaktır.
Cilt lekelerini geçirmek için çeşitli yollar vardır. Hem kimyasal içerikli ürünlerle hem de doğal yöntemlerle cilt lekeleri azaltılabilir. Cilt lekelerinin en büyük sebebi güneş ışınları olduğu için koruyuculuğu yüksek olan bir güneş kremi kullanılabilir.
Güneş kremini yalnızca yazları değil, kışında kullanılmasında fayda vardır. A, C ve E vitaminlerinin ciltteki lekeleri azaltma özelliği vardır. Bu vitaminleri uzman tavsiyesi ile kullanmak fayda sağlayacaktır. Cilt lekelerini gidermeye yardımcı çeşitli kremler vardır. Bunun içinde doktor tavsiyesi veya reçete ile alınan bu kremler, lekelerin giderilmesine yardımcı olur. Ciltteki siyah noktalar temizlenirken salisilik asitli petler ile sabah akşam cilt düzenli bir şekilde silinmelidir. Düzenli şekilde silindiği zaman lekeler azalacaktır. Bunun yanı sıra lazer uygulamaları yapılarak da ciltteki lekeler azaltılabilir.
...Akupunktur, binlerce yıl önce Çinliler tarafından bulunan ve sonralarında Avrupa ve ABD’de bilim adamları tarafından araştırılıp geliştirilen bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, vücuttaki belli noktaların iğne veya tohum aracılığıyla uyarılmasıyla ağrının dindirilmesini sağlamaya yardımcı bir yöntemdir. Bu yöntem uygulanan iğne ve tohum sonucu ağrıların hafiflemesine yardımcı olmakla birlikte birçok farklı şikayetler için de kullanılmaktadır.
Akupunktur tedavi yönteminin asıl amacı vücudumuzdaki enerji dengesini sağlamak veya bozulan enerji dengesini düzenlemektir. Bu tedavi yöntemi sadece ağrıların dindirilmesi için değil, birçok şikâyet için de kullanılmaktadır.
Psikolojik olarak ortaya çıkan kaygı bozukluğu ve depresyon şikayetlerinde, sindirim problemlerinde, astım, sinüzit, migren, Parkinson gibi hastalıklarda, sigarayı bırakmak ya da fazla kilolardan kurtulmak gibi durumlarda da bu tedavi yöntemi çok fazla kullanılmaktadır. Bunların yanında akupunktur yorgunluğu azaltıp, enerjik kalmaya da yardımcı olmaktadır.
Akupunktur, strese karşı mücadelede de bireyin dayanıklılığını ve direncini arttırmaktadır. Alerjik reaksiyonlar da akupunktur ile azalma eğilimi göstermektedir. Akupunktur tedavisi uzmanlar tarafından yapıldığında yan etkisi az ve güvenlidir. Bazı ağrı türlerinin kontrol altına alınmasını sağlar ve bu durum özellikle ilaç kullanamayan kişiler için bu yöntem çok faydalıdır.
...Güzel ve sağlıklı kirpiklere sahip olmak, çekici ve etkileyici bakışlar için önemli bir etkendir. Özellikle kadınlar arasında kirpiklerinin daha gür ve hacimli görünmesi konusu oldukça önemlidir. Birçok kozmetik markası da makyaj yapmayı seven kadınlar için her gün daha hacimli, gür ve dolgun gösteren en iyi rimeli üretmek adına birbirleriyle yarış halindedir. Öyleyse kirpiklerimiz bizler için bu kadar önemliyken, istediğimiz gibi durmaları ve görünmeleri için ne yapıyoruz?
Kullandığımız rimeller kirpiklerimizin anlık olarak güzel görünmesini sağlasa da kirpiklerimize gerekli bakımı yapmadığımızda hem rimelden dolayı dökülmeler yaşayabileceğimiz gibi hem de istediğimiz kirpik görüntüsünden mahrum kalabiliriz. Her gün makyaj yapmak ve o makyajı silmek, özellikle bahar aylarında alerjik sebeplerden gözlerimizi kaşımak gibi birçok faktör kirpiklerimizin dökülmesine sebep olur. İşte bu noktada kirpik bakımı kirpiklerimizin sağlığı için çok önemlidir.
Peki kirpik bakımımızı en iyi nasıl yapabiliriz bunu bilmek de bize fayda sağlar. Göz makyajımızı silerken kirpiklerimize zarar vermeyecek ürünleri kullanmak dökülmeleri en aza indirecektir. Bunun yanında alacağımız besleyici yağlardan üretilmiş güvenilir bir kirpik serumu düzenli kullanımda kirpiklerimizin daha sağlıklı görünmesini sağlayacaktır.
...Kadın veya erkek fark etmeksizin saçlarımızın dökülmesi hepimizi panikleten bir durumdur. Kimse saçlarının azalmasını veya döküldüğünü görmekten hoşlanmaz. Saç dökülmesi başladığı andan itibaren hepimiz halk arasında önerilen birçok yönteme başvururuz. Aslında bu noktada önemli olan saç dökülmesinin sebebi ve kaynağını bulmaktır. Problemin asıl kaynağını bulduğumuzda çözüm de bizim için daha kolay hale gelecektir.
Saç dökülmelerinin birden fazla sebebi olabilir. Özellikle erkeklerde oluşan saç dökülmeleri genetik faktörler sonucu oluşmaktadır. Bunun dışında saç derisinde oluşan sedef, egzama, mantar gibi deri sorunları da saç dökülmelerine sebep olur. Yediğimiz besinler de saçlarımızın sağlığını yakından ilgilendirmektedir. Yanlış beslenmek ve yeterince su içmemek de saç dökülmelerine sebebiyet verebilir.
Yine beslenme ile alakalı vücudumuzda oluşan vitamin ve mineral açıkları da saçlarımızın sağlığı ile yakından ilgilidir. Özellikle B12, D vitamini, çinko gibi vitaminlerin eksikliğinde saçımız dökülebilir. Hormonların bozulması, çeşitli ilaçların kullanımı, stres ve depresyon, saç bakımında yanlış ürün kullanmak da saç dökülmelerine sebebiyet verebilir. Bu sebeplerde dolayı saçımızın dökülme sebebini öğrenmek ve asıl kaynağını bulmak bu problemden kurtulmamıza ve kısa sürede çözmemize yardımcı olacaktır.
...Yüksek yağ oranı ve kilo vücudumuzdaki işleyişi, hormonları bozan ve birçok hastalığı da beraberinde getiren sağlıklı olmayan bir durumdur. Organlarımızın gerektiği gibi çalışması ve kalp-damar sağlığı gibi konularda da vücut ağırlığımız ve yağ oranımız önemli faktörlerdendir. İdeal kilomuzun üzerinde olduğumuz zaman karşılaşabileceğimiz rahatsızlıkların oranı da artmaktadır. İdeal kilomuza düşmenin vücudumuz için birçok faydası vardır. Bu faydaları gelin birlikte inceleyelim.
Fazla bir kilodan ideal kiloya doğru düşen birinin kilo alımıyla birlikte ortaya çıkan hastalıklarında iyileşme ve bununla birlikte yaşam kalitesinde de artış gözlemlenir. Diyabet, kalp-damar hastalıkları, uyku apnesi, kalp krizi gibi risklerde azalma gözlemlenir.
Kilo vermek aynı zamanda fiziksel hareketlerde rahatlamaya, eklem ağrılarının azalmasına, bireyin daha hızlı ve çevik olmasına fayda sağlamaktadır. İdeal kiloya yaklaşıldıkça, vücudumuzdan alacağımız verim artmaktadır.
Kilo vermek bireyin hastalık risklerini azaltıp, kilo ile paralel gelişen hastalıklarının da iyileşmesini sağladığı için ölüm riskini de %25 oranında azaltacaktır. Bu sebeplerden dolayı hem sağlıklı olmak hem de yaşam kalitemizi arttırmak için ideal kilomuza yakın olmak bizler için önemlidir. Yüksek bir kiloya sahipseniz kilo vermek sağlığınız açısından birçok fayda sağlayacaktır.
...Zülfü Livaneli’nin kaleme aldığı Serenad adlı kitap, birçok okur tarafından çok sevilen ve kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında yer alan çok önemli bir eserdir.
Kendisi bir anne olan Maya yabancı konuklarla ilgilendiği bir işte çalışmaktadır. Bir gün 87 yaşında bir profesörü ağırlar ve profesörün kalmak istediği otele gitmesini sağlar. Ertesi gün maya takip edildiğini hisseder ve işyerine döndüğünde takip edildiğini düşündüğü kişiler de işyerindedir. Onlar profesörün her yaptığının Maya tarafından raporlanmasını talep ederler.
Ertesi gün Profesör Maya’dan onu Şile’ye götürmesini talep eder. Maya bu soğukta neden oraya gitmek istediğini anlamasa da Profesörü oraya götürür ve profesör orada serenada başlar. Bu esnada soğuktan Profesör titremeye ve fenalaşmaya başlar. Ardından Profesör hastaneye kaldırılır ve Maya Profesörün 6 aylık ömrünün kaldığını öğrenir. Bu olaylar olurken Maya’nın peşine istihbarat örgütleri de takılır.
Maya, Profesörle konuşma imkânı bulduğunda asıl hikâyeyi Profesörden dinler. Onun ölmeden önceki son dileğini ve buraya gelmesindeki asıl amacı öğrenir. Maya bu olaydan sonra işini kaybeder fakat profesörün son dileğini yerine getirmenin huzuruyla yaşamına devam eder.
...Bu kitap Sabahattin Ali tarafından yazılmış olan önemli eserlerden bir tanesidir. Konusunda sosyal mesajlar ve aşk barındıran Kuyucaklı Yusuf kitabı birçok okur tarafından çok beğenilmektedir Bu çok beğenilen ve klasikleşen Kuyucaklı Yusuf kitabının konusunu birlikte inceleyelim.
Yusuf bir kaymakamın evlatlık aldığı üvey oğludur ve bu kaymakamın kendi kızı olan Muazzez’le birlikte büyümüştür. Yusuf zamanla büyüdükçe ve olgunlaştıkça Muazzez’e karşı birtakım duygusal şeyler hissetmeye başlar. Bir gün kasabanın kabadayısı olan Şakir, Muazzez’e laf atar ve bunun üzerine Yusuf bunu yediremeyip Şakir’i döver.
Şakir bu konuya çok sinirlenir ve geri planda sinsice Muazzez’i elde etmek için planlar yapar. Sinsi planlar peşindeki Şakir, kaymakamın sarhoşluğundan faydalanarak bir kumar sonucu onu kendisine borçlandırır ve bu borç karşılığında kaymakamdan kızı Muazzez’i ister. Yusuf ne yapar ne eder o parayı bulur ve Şakir’e borcu öder. Yusuf ile Muazzez başka bir köye kaçarak evlenirler fakat Muazzez’in annesi birtakım planlarla birbirlerinden uzaklaştırır ve kızını bir içki sofrasında Şahin’in ellerine verir. Bunu duyan Yusuf köye döner ve bu eğlencedeki herkesi oracıkta vurur. Bu sırada yanlışlıkla Muazzezi de vurur.
...Birçok okur tarafında sevilerek okunan dünyaca ünlü bir yazar olan Paulo Coelho, 24 Ağustos 1947 yılında dünyaya gelmiştir. Coelho ilkokulu San Ignacio şehrinde okumuştur. Daha o yaşlardayken ablasının ödevine yardım etmiş ve onun adına bir deneme yazmıştır. Bu ablasının kendi ödevi olarak gösterdiği şiir ile aslında ilk edebi ödülünü daha o yıllarda almıştır.
P.Coelho ilk zamanlarda şarkı sözleri yazmıştır ve yazar olmadan önce bu kimlikle tanınmıştır. Birçok ünlü şarkıcı için şarkı sözleri yazarken aynı zamanda gazetecilik de yapmakta olan Coelho, yazar kimliğini daha sonraki dönemlerde edinmiştir.
1980 yılında Coelho, sanatçı Chiristina Oiticica ile evlenmiştir. İlk kitabı olan Pligrimage (Hac) kitabını evlendikten sonra 1986 yılında çıkarmıştır. Ve bu kitabın ardından dünyaca bilinen, herkesin dilinde olan o meşhur Simyacı kitabını yazmıştır. Bu eser 53 farklı dile çevrilmiş ve herkes tarafından çok beğeni görmüştür. Bu sayede Coelho bu kitapla Guinnes Dünya Rekorları Kitabına da girmiştir. Diğer meşhur olan Veronika Ölmek İstiyor kitabını gençlik yıllarında üç kez gittiği akıl hastanesindeki kendi deneyimlerinden yola çıkarak yazmıştır. Şu anda Coelho, UNESCO’ya ait olan bir programda danışmanlık yapmaktadır.
...Vücut çatlakları birçoğumuzda bazen gelişim sürecimizde bazen de başka faktörlerle ortaya çıkabilen ve tedavisi de oldukça zor olan vücut kusurlarından biridir. Aslında birçok faktörün sebep olduğu ve birçok insanın başına gelebilen bu çatlaklara kusur demek de pek doğru değildir. Peki bu mücadele ettiğimiz çatlakların sebepleri nelerdir, birlikte bunları inceleyelim.
Vücut çatlakları, genellikle esnekliğinde azalma olmuş veya esnekliğini kaybetmiş olan derideki gerilime ile oluşan yırtılmalardır. Çatlaklara en başta hızlı kilo alımı sebep olabilmektedir. Normal zamanda cilt yavaşça esner fakat hızlı kilo alındığı zaman cilt buna ayak uyduramaz ve yırtılma sonucu çatlaklar meydana gelir. Bu durum hamilelik için de geçerlidir.
Bebek anne karnında hızla geliştiği zaman çatlak oluşabileceği gibi hormonal durumlar da bu çatlaklara sebebiyet verebilmektedir. Hamilelikte hormonların sürekli değişimi cildin dokusundaki liflerin zayıflamasın yol açar ve bu da çatlama riskini arttıran bir faktördür. Cilt hastalığı ve astım gibi durumlarda kullanılan kortikosteroidler, yüksek kortizon seviyeleri de çatlak oluşumuna sebep olabilen faktörlerdir. Bunların hepsinin yanında ergenlik döneminde vücuttaki hızlı değişimler de çatlak oluşumuna neden olabilir.
...Türkiye’de en çok tüketilen tropikal meyvelerden biri mangodur desek sanırım yanlış olmaz. Tadı da aynı görüntüsü kadar iştah açıcı olan bu meyvenin insana olan faydaları da çok fazladır. Metabolizmayı hızlandıran ve düzene sokan, kansızlığa iyi gelen ve en önemlisi de kanseri önleyen bu meyve cilde olan faydalarıyla da gündeme gelmektedir.
Mango meyvesi içeriğinde yüksek oranda vitamin ve mineral vardır. Bu sebeple cilde olan faydaları da saymakla bitmez. Bu meyve ciltteki gözeneklerin temizlenmesinde ve sivilce oluşumunu engellemede çok faydalıdır. Daha temiz ve canlı bir cilt görünümü sağlar. İçeriğindeki A vitamini dolayısıyla bir antioksidan görevi de görmektedir. Bu özelliği sayesinde yaşlanmayı önleyici ve cilt problemlerini giderici bir özelliği de mevcuttur.
Bunların yanında içerisinde bulunan C vitamininden dolayı ciltteki kolajen üretimine olan katkısıyla cilt lekelerinin önlenmesini ve cilt renginin eşitlenmesin sağlar. Yine içeriğinde bulunan B vitamini sayesinde cildin nemlenmesine ve kırışıklıkların önlenmesine yardımcı olmaktadır. Bu değerli meyve cildin kurumasını ve pul pul dökülmesini engelleyen E vitaminini de içeriğinde barındırıyor. Özetle bu güzel ve bol vitaminli tropikal meyveyi cildimizin sağlığı için de gönül rahatlığıyla kullanabiliriz.
...Halk arasında hamilelik sırasında midesi yananlara, çocuğunun saçlı doğacağını ve bebeğin saçlarından dolayı mide yanması yaşadığını söylediklerini neredeyse birçoğumuz duymuşuzdur. Bu halk arasında dolaşan bilgi doğru mudur yoksa bilimsel olarak açıklanmış başka bir sebebi var mıdır? Bu sorunun cevabını gelin birlikte bulalım.
Hamilelikte sıkça yaşanan mide yanması ve mide ekşimesinin sebebi tabii ki bebeğin saçının olması değildir. Bu durum birçok hamilenin sıkça başına gelen bir durumdur. Asıl sebebi ise, hamilelik esnasında salgılanan hormonlar ve anne karnındaki bebeğin oluşturduğu baskıdan kaynaklıdır. Hamilelik esnasında salgılanan progesteron hormonu metabolizmanın yavaşlaması sonucu sindirimi de olumsuz olarak etkiler. Bu durum hamile birey tarafından tüketilen yiyeceklerin kana karışma hızını geciktirir. Bu durum dolaylı olarak mide boşaltımının da yavaşlamasına sebep olur. Bu bağlamda hamile bireyin midesinde yanma ve ekşime durumu ortaya çıkar.
Mide yanmasının bir diğer sebebi de hamilelik sürecinde mide kapakçığındaki kasta bir zayıflama meydana gelir ve bu zayıflama sonucunda mide asitleri yemek borusuna kaçarak hamile bireyin midesinde yanma ve ekşimeye sebebiyet verebilir. Bazı asitli yiyeceklerden uzak durularak bu yanmanın önüne geçilebilir.
...Son zamanlarda avokado hem vücut sağlığımız hem saç sağlığımız hem de cilt sağlığımız açısından hayatımıza büyük ölçüde girmiş durumda. Bu kadar çok faydası bulunan avokadoyu cildimiz için en faydalı şekilde nasıl kullanacağımız ve ne gibi bir fayda sağladığı da büyük bir merak konusu haline gelmiş durumda. Avokadonun cildimize olan faydaları nelerdir bir bakalım.
Avokado cildimiz için çok önemli bir nem kaynağıdır diyebiliriz. İçerisindeki faydalı yağlar aracılığıyla cildin en derinlerine nüfus ederek cildin kolaylıkla nemlenmesini sağlar. İçerisinde bulunan oleik ve linoeik asitler sayesinde cildin çevresel faktörlere ve güneşin yaydığı UV ışınlarına karşı korunmasını sağlar. Yine avokado içerisinde bulunan K vitamini cildimizdeki dolaşımı olumlu yönde desteklemektedir.
Bu dolaşımı desteklemesi dolaylı olarak cildimizdeki ödemin atılmasına, ciltteki yara ve lekelerin çabuk iyileşmesine katkı sağlar. Avokadonun bir diğer özelliği ise cildin çabuk yaşlanmasını önlüyor olmasıdır. Cildimizdeki kızarıklıkların ve kusurların önlenmesine büyük rol oynayan avokado aynı zamanda cildimizdeki kolajen dokuyu güçlendirerek ciltteki erken yaşlanma belirtilerinin de önüne geçmektedir. Eğer avokadoya karşı bir alerji durumunuz yoksa cildinizin sağlığı için rahatlıkla bu meyveyi tercih edebilirsiniz.
...Hamilelik öğrenildiği andan itibaren ebeveynler tarafından bebeğinin günden güne ne gibi bir değişim gösterdiği ve anne karnında neler yaptığı, gelişimi ve davranışları da merak konusu haline gelir. Kimi ebeveyn bazı hamilelik uygulamalarından gün gün gelişimini takip ederken, kimi de bebeğinin dış etkenlerden olabildiğince olumlu etkilenmesi için ona klasik müzik dinletme gibi yöntemlere başvurur. Bir bebeğin anne karnında ağlayıp ağlamadığı da özellikle ebeveynler tarafından merak edilen başka bir merak konusudur.
Bir bebeğin ağlamayı öğrenebilmesi yüz kasları, solunum yolları gibi birçok sistem arasındaki uyum ve koordinasyon ile gerçekleşir. Bir bebek anne karnında sesli olmadan ağlayabilir. Aslında ağlıyor olması bebeğin gelişimi açısından önemli bir durumdur. Bir bebeğin anne karnında ağlayabilmesi vücuttaki beyin ve sinir sisteminin doğru çalıştığını gösterir.
Bir bebeğin ağlaması aslında bebeğin dış etkilerin farkında olduğunu, zararlı veya tehdit edici durumları algılayabildiğini, hayatta kalma mekanizmasının devrede olduğunu göstermektedir. Bebeğin anne karnındayken ağlaması ile ilgili yapılan araştırmalar da söz konusudur. Bu ağlama gerçekleşirken bebek ses çıkarmadığı için bu ağlamanın gerçek bir ağlama olup olmadığı hala tartışılmaktadır.
...Ergenlik çağından itibaren akne ve sivilce oluşumu birçok insana rahatsızlık vermekte. Hiçbirimiz cildimizde kusurların olmasını, aknelerin oluşmasını istemeyiz. Cildimizde tek bir akne oluşumu bile moralimizin bozulmasına sebep olabilir. Peki bu kimse tarafından istenmeyen aknelerin oluşumundaki sebepler nelerdir? Oluşum sebeplerini bildikten sonra onları önlememiz daha kolay olur mu?
Cildimizin orta tabakasında bulunan yağ salgılamaya yarayan kanalların bir şekilde tıkanması ya da şişmesi sonucu bakteri oluşumu aknelere sebep olur. Diğer bir deyişle cildimizdeki gözenekler çevresel faktörlerle veya cildimizi doğru temizlemediğimizde tıkanır ve gözeneklerimizi tıkayan bu kirler önce siyah nokta oluşumuna ardından akneye sebebiyet verir.
Bu akne oluşumu birçoğumuzu rahatsız eder ve onları kontrol altına almak isteriz. Bu noktada aknelerin oluşmasında genetiğimizin, beslenme şeklimizin, çevresel faktörlerin ve hormonların çok büyük rol oynadığını bilmemiz gerekir. Genetik faktörleri çok fazla değiştiremesek de çevresel faktörler sonucu cildimizde oluşan kiri doğru ve düzenli bir şekilde temizlersek, sağlıklı beslenerek çok fazla yağ ve şekeri hayatımızdan uzaklaştırırsak, hormonlarımızdaki değişimleri doğru bir şekilde gözlemler ve doğru müdahaleler yaparsak akne oluşumunu en aza indirebilmemiz mümkün olacaktır.
...İroni kelimesi hem halk arasında çok kullanılan hem de en çok anlamı araştırılan kelimeler arasında. Bu kelimenin TDK üzerinde iki farklı şekilde tanımlandığını söyleyebiliriz. Bu anlamlardan biri ‘gülmece’, diğer anlamı ise bir kelimenin ya da durumun aslında tersinin ima edilerek durum ya da olay hakkında dalga geçilmesidir. İroni kelimesi Türkçe’mize yabancı bir dilden geçmiştir.
İroni anlamı taşıyan bir cümle ya da durumun altında saklı anlamlar da bulunmaktadır. Bir tanım yapılması gerekirse, bir durumun olması gerektiğinden çok daha farklı şekilde gerçekleşmesi durumudur demek mümkün olacaktır. Bazen ironi ve mizah kelimeleri birbirine karıştırılsa da aslında farklı anlamları vardır. İroni, bir davranışa, duruma ya da olaya karşı eleştirel bir yaklaşımda bulunmaktır.
Kısaca ironi kelimesi daha çok mizah ve dalgaya alma amaçlı kullanılmaktadır. İroni için bir örnek vermemiz gerekirse, diyelim ki bir arkadaşınızla buluşacaksınız ve sizi çok uzun bir süre bekletti. Arkadaşınız yanınıza geldiğinde, ‘Keşke biraz daha geç gelseydin, fazla acele ettin’ derseniz burada ironi yapmış olursunuz. İçerisinde bulunduğunuz durumun tersini ima ederek alaycı bir tavır göstermek bir nevi ironi yapmaktır.
...