Her anne ve baba mükemmel bir çocuk yetiştirmek ister. Ancak bütün çabalara rağmen çocuktan istenilen sonuçlar alınamaz. Çünkü çocuk yetiştirirken farkında olmadan hata yapılır. Bunun sonucunda ise özgüveni eksik, doyumsuz, sabırsız, cesaretsiz ve ebeveynlerinden duygusal manada uzaklaşmış çocuklara dönüşürler.
Anne ve babaların çocuklarının her dediğini yapması, başkalarıyla sürekli kıyaslaması ve aç kalmasın diye zorla yemek yedirmesi gibi durumların sonuçları ağır olabilir. Anne ve babalar aslında çocuklarını özgüvenli, cesaretli, kendi ayakları üzerinde duran, başarılı birer birey olarak yetiştirmeyi amaçlıyor. Ancak çocuklara yükledikleri büyük sorumluluklar ve uğraşlar karşısında çabaları başarısızlıkla sonuçlanabiliyor. Çünkü çocuk yetiştirmek büyük bir sorumluluk ve özveri ister.
Ebeveynler, çocuk ne kadar sessiz olursa insanlar tarafından o kadar çok değer görür mantığıyla hareket ediyorlar. Bundan dolayı çocuğu; sen konuşma, sen sus ve sen anlamazsın gibi söylemlerle toplum içinde susturuyorlar. Bu durum çocuk yetiştirirken yapılan en büyük hatadır. Bu söylemler karşısında çocuğun özgüveni kırılır ve daha az konuşmaya başlar.
Çocuğa yaptığı hatalı davranıştan dolayı kızmak, bağırmak ve dövmekte yapılan bir hatadır. Bu durumda çocuk duygusal açıdan aile bireylerinden uzaklaşır. Çocuk yaşadığı olumsuz durumları anne ve babasına anlatmaktan çekinir ve hata üzerine hata yapar.
Çocuğu kendisinden daha iyi olan biriyle kıyaslamak onu motive etmeyecektir. Aksine kıyaslanan kişiye karşı öfke duyacaktır. Bu durum karşısında kendisini yetersiz ve başarısız görecektir.
Anne ve babalar sevgi, ilgi ve şefkat konusunda çocuğa karşı sınırsız davranabilir. Ancak maddi açıdan çocuğun her istediği yapmak iyi bir şey değildir. Her istediği önüne altın kafeste sunulan çocuklar; ileri zamanlarda sabredemeyen, bekleyemeyen, doyumsuz ve hiçbir şeyden zevk almayan bir karaktere dönüşür. Bu durumda ise zorluk ve güçlük yaşanır. Çocuğa ihtiyaçları doğrultusunda alışveriş yapılmalı ve her istediği alınmamalıdır.