Rus Edebiyatı klasikleri 18. yy'da Puşkin ile başlamıştır. Başladığı tarihten itibaren birçok düşünürü beslemiş ve birçok psikolojik akımı başlatmıştır. Dünya edebiyatında klasikler dediğimiz zaman hemen hemen herkesin aklına Rus klasikleri gelmektedir. Bunun birçok sebebi vardır ancak en önemlilerinden biri de, eserin klasik olabilmesi için kendinden sonra gelecek eserlerin önünü açması, öykünülmesi gerekmektedir. Rus klasikleri de kendinden sonra gelecek olan eserleri öncelemiştir.
Rus Edebiyatı tarihsel, coğrafi ve batı ile ilişkisi bakımından Türkiye coğrafyasına çok benzemektedir. İki ülkede de toprak geçimi, iktidarı ve yönetim şeklini belirlemiştir. Nüfusun büyük bir bölümü Tarımla uğraşan köylüdür. Siyasi ve sanat akımları da bununla beraber birbirini takip ederek ilerlemiştir.
Dünya edebiyatı ile kıyaslandığında Rus edebiyatı, dili bilimselliştirmiş ve düzene sokmuştur. Edebiyat, içinde yaşadığı koşullarla oluşturuldu ve yazıldı. Dostoyevski, ruhsal buhranını, Tolstoy ise aristokrasiyi yazdı. Çok derin psikolojik tahliller ve insanı yoğun olarak işlemesiyle eserlerdeki karakterler hayatımızın içinde, her anındadır. Raskolnikov, bir suç işlediğimizde hepimizin o an içindeki vicdanı olmuştur adeta. Yoğun bir bilinç akışı vardır. Karakterleri hem suçlarız hem de onları kendimizmişiz gibi anlarız. Rus edebiyatı bir zihin serüvenidir. Bu serüven içinde başladığınız yer ve bitirdiğiniz yerde kendi içinizde kaybolursunuz. Bunları hala bize yaşattığı için Rus edebiyatı bize, insana çok yakındır.
Türkiye'de de Rus edebiyatı önemli bir yere sahiptir. Sosyolojik olarak da toplumda, ideolojileri Türkiye'ye adapte etmiştir. Aydınlarımız, yeni edebiyatı yaratmak için Rus Edebiyatına yüzümüzü dönmemiz gerektiğini söylemişlerdir. En önemlisi Nazım Hikmet'tir, Modern şiir dönemini başlatmıştır.
Dostoyevski'nin "Beyaz Geceler" adlı eseri bende büyük bir etki ve çalkantı yaratmıştır. Her bir cümlesi şiirin bir mısrası gibi Rusya'nın şehirlerini sokak sokak manzara eder ve en önemlisi manzaranın bize verdiği hissi tarif eder, zihindeki karşılığını bulur. Kitabın baş karakteri "Nastenka" ismi bile duyulur duyulmaz keyif vermeye yetiyor.
"Ah Nastenka, bazı insanlar aramızda yaşadığı için şükrederiz ya…
Ben de size rastladığım ve ömrümün sonuna kadar aklımdan çıkmayacağınız için bu şükran duygusu ile
doluyum."*
Beyaz Geceler ile tanıştığım için bir ömür şükran duyacağım...
*Dostoyevski, Beyaz geceler kitabından alıntı yapılmıştır.
Tek kelimeyle harika. Teşekkür ederim emeğinize, paylaşıminiza...
Yaziciğiz efenim :)
Hande hanım, biraz da siz yazın. 😊
Daha çok edebiyat hakkında paylaşım istiyoruz :) kaleminize ve yüreğinize sağlık ..
Bir zamanlar sevgilimin bana hediye ettiği kitap, Beyaz Geceler..