Atabetü'l Hakayık

Atabetü'l Hakayık
edebiyat | 1 year ago | paylaş: | 368 | Sümeyra

Atabetü'l Hakayık, Edip Ahmet Bin Mahmut Yükneki tarafından kaleme alınır ve 12. yüzyılda yazıldığı tahmin edilir. Bir öğüt ve ahlak kitabıdır.  Hadis ve Arapça beyitler dayanarak yazılmıştır. Eser Türk ve Acem Meliki Muhammed Dad İspehsalar Bey'e sunulmuştur. "Hakikatlerin, Gerçeklerin Eşiği" anlamına gelir. Eserin dil özellikleri ve muhtevası Kutadgu Bilig' den sonra yazıldığını ortaya koyar. Eser Karahanlı Türkçesi ve Uygur Harfleriyle yazılmıştır.  İçerisinde Arapça ve Farsça kelimeler vardır. Geçiş dönemi eseri olarak kabul edilir. Eserin nerede ve tam olarak ne zaman yazıldığı belli değildir. Eser toplamda 14 bölümden oluşur. İlk 5 bölüm girişi oluşturur.  "Nevi" adı verilen 8 bölüm asıl konuyu, son bölüm ise de bitiş bölümünü oluşturur. Eser 40 beyit ve 101 dörtlükten ibaret bir eser olup aruzun feûlün/ feûlün/ feûlün/ feûl kalıbıyla yazılmıştır yani Kutadgu Bilig ile kalıpları aynıdır. 

Eser mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır. Hem beyit hem de dörtlükler yer almaktadır. Tam ve yarım kafiyeler yaygındır ve mısra başı kafiyelerine yer verilir. Eserde telmih yani hatırlatma sanatına çok fazla yer verilmiştir. Giriş bölümünde Allah'a, peygambere ve dört halifeye övgüden sonra Emir Muhammed Dad İspehsalar Bey' e övgü vardır.  Sonrasında da sebebi telif denilen ve kitabın neden yazıldığını izah eden 6 beyitlik bir kısmı vardır. Kitabın dörtlüklerle yazılan bölümünde ilmin faydası, bilgisizliğin zararları, dilin muhafazası, dünyanın dönekliği, cömertlik ve hasislik, tevazu ve kibir konular işlenmiştir. Tamamen öğüt üslubuna uygun yazılmıştır. Kutadgu Bilig ile öğüt yönünden benzerlik gösterir ancak ondaki zenginlik Atabetü'l- Hakayık da bulunmaz. Atabetü'l- Hakayık 1951 yılında Reşit Rahmeti Arat tarafından yayımlanmıştır. Bu çalışmada transkripsiyonlu metin, Türkiye Türkçesine çeviri, sözlük, açıklama notları ve tıpkıbasım bulunmaktadır. Üçü İstanbul'da ikisi Ankara' da biri de Berlin' de olmak üzere bilinen 6 nüshası vardır.
Eserin dili biraz konuşma diline yakın olduğu için Türkçe açısından çok fazla önem arz etmektedir. Bu eserin içeriği incelendiğinde  Edip Ahmet Yükneki' nin Türk diline verdiği önem apaçık görülmektedir.  

yorum yaz